29.11.2013

Kadın ve Bilgi Aktarımı

"Kadınların Kuşaklar ve Sınıflar Arası Bilgi Aktarımları" 
Adlı Makaleyi İnceleme
İncelenen makaleye ulaşmak için sayfanın sonundaki linki tıklayabilirsiniz.

Makale Değerlendirme ve Sunma Kılavuzu
1. Makaleyi tanıtıcı bilgiler
1.1. Yazarlar
Funda Şenol Cantek - Elif Ekin Akşit
1.2. Makale künyesi
Birkaç Arpa Boyu... 21. Yüzyıla Girerken Türkiye'de Feminist Çalışmalar / Prof. Dr. Nermin Abadan Unat'a Armağan. (Der. Serpil Sancar). Koç Üniversitesi Yayınları.
1.3. Sayfa sayısı
535-567

1.4. Anahtar sözcükler/kavramlar
Kadın, bilgi aktarımı, kuşak, sınıf, kurumsal-bilimsel bilgi, deneyime dayalı bilgi.

1.5. Özet (1037)
              Funda Şenol Cantek ve Elif Ekin Akşit’in kadınlar arası bilgi akışının nasıl süregeldiğini, bu kadınlar için ne anlam ifade ettiğini ve hangi konularda yoğunlaştığını anlamak amacı ile sürdürdükleri Kasım 2010- Nisan 2011 tarihleri arasında yapılan toplam 48 görüşmenin ortak özelliğinin her yaştan, sınıftan, kültürden ve eğitimden yetişkin kadınlarla görüşülmüş olmasıdır.
         Yazarların arkadaşları ve eski öğrencileri de gönüllü olarak görüşmeleri sürdürdükleri için görüşmelerde soruların kendisinden çok görüşmecinin merakı ve anlatıcının kendi hikayesini anlatma isteği üzerinden bir işleyiş olduğu öne sürülmektedir. Soruların içeriği ise kamusal alanlarda kadınların dışarıda tutulmasının altında yatan nedenler, bilgi aktarımlarının işleyişi, konuları ve bu aktarımın mekanla ilişkisi üzerinden şekillenmektedir.
          Bilgi aktarımının mekanla ilişkisine bakıldığında görüşmelerde; salonun kamusal bir alan ve çoğu zaman -özellikle de kabul günlerinde- açık açık bilgi aktarımının mekanı olarak görüldüğü fark edilmektedir. Örnek olarak ise İpek adlı görüşmecinin gizli şeyleri mutfakta, arkadaşı Olgun ise pek gizlisi saklısı olmadığını belirterek, koridorda yada salonda konuşuyor olması verilmiştir. Yatak odasının ise özel alan olarak görüldüğü belirtilmektedir; ancak alanların dönüşümü de mevcuttur. Örneğin, kabul günleri gibi ev içi toplanmalarda bir kalabalık geldiğinde, bütün odaların salona eklemlendiği, -kendi odalarının dindar misafirler için mescide, çocuklu misafirler için kreşe döndüğü kabul günleri- çok fonksiyonlu bir mekana dönüştüğü görülmektedir.
           Yazarlar görüşmelere baktıklarında karşılarına çocuklarına bilgi aktarmaya direnen kadınlar da çıkmaktadır. Temizlik ideolojisi ve orta sınıf idealleri meselelerine sahip bu kadınların kızlarını özgürleştirmek ve okutmak çabası ile bu bilgileri aktarmadıkları görülmektedir. Ayrıca dini bilgi söylemi ya da tıbbi bilgi yabancılaştırması içinde cinsellik ve bedensel bilgilerin aktarıldığına ve farklı sınıflardan kadınların bu yöntemi kullandıklarına değinilmektedir.
          Makalenin Kızlar, Kadınlar, Tarih bölümüne bakıldığında ise bilgi aktarım çerçevesinden söz ederken kuşaklar arası bilgi aktarımına dikkat çekildiği ve yaş hiyerarşisi üzerinden Osmanlı Dönemi’nden de örnekler verildiği görülmektedir. Örneğin yaş ilerledikçe, eğitim seviyesi arttıkça, sınıfsal konum yükseldikçe ve evlenip çocuk sahibi olunca, kadın bilgi kaynağı haline geliyor ve itibar kazandığı belirtilmektedir. Ek olarak dini içerikli metinler okuma günlerinin bir yandan bilgi akışının merkezleri öte yandan görünmeyen hiyerarşi ve güç kaynaklarını barındırdıkları aktarılmaktadır. Örneğin okuyan kadın, grubunun ne yaşlısı ne de en bilgilisidir ama o diğerlerinden daha iyi okumaktadır ve bunun üzerinden gücünü kurmaktadır. Yazarlar ayrıca Halide Edip’in Sinekli Bakkal kitabındaki Rabia karakterinin mahallelerindeki zengin konağa devam ederken ki yaşadıkları örneğine yer vermiş ve sadece yaş hiyerarşilerinin değil sınıf hiyerarşilerinin de kadınlar arası bilgi aktarımının önemli bir parçası olduğunu söylemişlerdir.
             Kadınlar arası bilgi aktarımının kaynağının öncelikle aile olduğu belirtilerek, genellikle geleneksel ve deneyime dayalı bilginin aktarıldığı söylenmektedir. Sonrasında arkadaşlık, komşuluk vasıtası ile alınan bilgiler gelmektedir. Sonuç olarak ise kız meslek liseleri, kız enstitüleri gibi okullardan eğitimli kadınlar üzerinden alınan kurumsal-bilimsel bilgi aktarımları olduğu belirtilmektedir. Anlatılanlardan çıkan sonuçlardan birisi, çocukluk ve ergenlikte anne ve akraba çevresi ile komşulardan akan bilginin deneyime dayalı bilgi olduğu, çocuklar büyüdükçe ve kamusal alanda hakimiyet kazandıkça kurumsal bilginin de devreye girdiği şeklinde açıklanarak sunulmuştur. Bu aşamadan sonra ise kurumsal bilginin bu sefer kızlardan annelerine ve diğer kadınlara doğru aktarıldığı öne sürülmüştür.
                Görüşmeler sonucunda kurumsal-bilimsel bilginin akışından yana olanlar, deneyime dayalı bilgiyi kısıtlayıcı, yoksunlaştırıcı ve ataerkini besleyen ve dolayısı ile hakim cinsiyet rollerini yeniden üreten bir bilgi türü olduğunu iddia etmekle birlikte; onlara göre kurumsal-bilimsel bilgi ise özgürleştirici, yenilikçi ve verimliliğini arttıran bir bilgi türü olduğu görülmektedir. Yazarlar bu çalışmada, kurumsal bilgiden ziyade, deneyime dayalı bilgi ve deneyimin aktarımı üzerinde durduklarını belirtmektedir. Ek olarak evden çıkıp okula, işe, kursa, alışverişe giden kadınların eve taşıdıkları kurumsal bilginin niteliği ve deneyime dayalı bilgi ile nasıl etkileşime girip, onu nasıl dönüştürdükleri de sorgulanmaya çalışılmıştır. Ayrıca yazarlar, görüşmelerde internet, sosyal paylaşım ağları aracılığı ile kadınları bir araya getiren, mekansal uzaklığı aşıp yeni sosyalleşme pratikleri sunan alanlarda bulunmalarının da etkili olduğunu söyleyen görüşmecilerle karşılaşmışlardır.
             Yazarların görüşmelerden çıkardıkları bir başka sonuç ise deneyime dayalı bilginin, kurumsal-bilimsel bilgi ile kimi zaman çatıştığı, kimi zaman da onunla uzlaştığı yönünde olmaktadır. Çatışma, daha ziyade deneyime dayalı bilgiyle donanmış üst kuşağın, okul bilgisiyle karşısına çıkan alt kuşakla; kaynananın gelinle ilişkilerinde gözlenmektedir. Kurumsal-bilimsel bilgiye sahip taraf, bu tür bir bilginin vaad ettiği modern yaşantının, sağlık, yenilik, hijyen, konfor ve verimliliğin gücü üzerinden argümanını inşa etmektedir. Deneyimsel bilgiye sahip olan taraf ise gözle görülür sonuçları olan deneyimin ve bilgeliğin yarattığı saygınlık üzerinden gücünü tutmaya çalışmaktadır.
           Yazarlar kadınlar arası bilgi ve deneyimin akışı veya takası için bir arada bulunmanın önemine değinmektedir. Buna örnek olarak kabul günleri, hamam sefalarını, çeyiz serme ve ağda günlerini vermektedir. Bu şekilde kamusal ile özel alanın iç içe geçtiği de görülmektedir. Deneyime dayalı bilgi ve deneyimin aktarılması için bir arada bulunmak hayati önem taşıdığından; kabul günleri, yemek tarifi gibi konuşarak aktarılan bilgi ve örgü modeli gibi görerek aktarılan bilgi için önemli bir ortam olduğunu belirtmektedir. Ayrıca buralar cinselliğin de konuşulduğu ortamlardır. Kadınlar için cinsellik, kurumsal bilgi ile deneyimsel bilginin iç içe geçtiği ve sentezlenebildiği bir konu olduğu fark edilmektedir. Yazarlar verdikleri örneklerde, cinsellik ve bedene ilişkin farkındalığın ortaya atılan sözler, imalar ve işaretlerle anonim bilgiye ve sahibi ile muhatabını utandırmadan faydalı bilgiye dönüşmesi süreci olarak değerlendirdikleri görülmektedir.
            Anlatılarda sıklıkla anımsandığını belirten yazar, adet kanaması, tüylenme, sivilcelenme, memelerin büyümesi aşamalarının anne tarafından görmezden gelinmesi haline de değinmektedir ve aslında kız çocuğunun ergenliğe adım attığının, yani cinsiyetli olduğunun görmezden gelinmesi olarak görmektedir. Ona göre anne böyle yaparak, ergenliğin beraberinde getireceği sorunlar, beklentiler, talepler, arzuları uzakta tutacağına inandığı düşünülebilir. Kız çocuğu bir süre daha çocuk kalacak, bu yeni ve sıkıntılı dönemin etrafından dolanılarak, zaman kazanılacaktır. Kız çocuğunu, genç kızlığa geçişin belirtilerinden utandırarak onun üzerinde denetim kurma yaklaşımı da anne ve çevredeki diğer kadınlar aracılığı ile uygulanan bir otorite kurma çabası olduğu görülmektedir. Bazı örneklerde de kızın, geleneksel ahlaki normlara uyum göstermeyeceği anlaşılınca, annenin baba-kız ilişkisi arasında bir tampon mekanizmaya dönüştüğü ve dile düşmemek şartı ile norm dışı sayılan davranışların annesi tarafından üstünün örtülmesi, görmezden gelinmesi söz konusu olduğu görülmektedir.
           Annenin uzakta olduğu, hayatta olmadığı veya aile içindeki otoritesini kaybettiği durumlarda, ise varsa abla/lar ve teyzelerin kız çocuğu ve genç kızın yetişmesinde, bilgi ve deneyim kazanmasında söz sahibi olduklarından bahsedilmektedir. Yazarlar bu konu hakkında örneklere yer vermiş ve her örnekte, ablalar annenin ve çevresindeki diğer kadınların deneyime dayalı bilgi ve deneyimini yetersiz ve kısıtlayıcı bulmuş, modern dünyaya ait kurumsal bilgilerin itibarını kullanarak müzakereye girdikleri şeklinde sunulmuştur. Ayrıca ek olarak ablalık pratiğinin her zaman yaşa dayalı olmadığını; daha deneyimli, daha sosyal, sınıfsal olarak üstte yer alan ya da karakter özellikleri bakımından daha aktif, girişken bir genç kadın, kendisinden yaşça büyük bir kadına veya akranları arasında ablalık edebileceği öne sürülmüştür.
2. Kapsam ve içeriğe ilişkin bilgiler
2.1. Makale planı
Giriş, gelişme ve sonuç bölümünden oluşmaktadır.

2.2. Makale konusu ve amacı
Kadınların kuşaklar ve sınıflar arası bilgi aktarımları.
Kadınlar arası bilgi akışının nasıl süregeldiğini, bu kadınlar için ne anlam ifade ettiğini ve hangi konularda yoğunlaştığını anlamak.

2.3. Makale türü
Bir araştırmanın sunumu.

2.4. Ana argüman(lar) 
         Bilgi aktarımı için bir arada bulunmak, yaş ve sınıf hiyerarşileri önemli parametrelerdir.
         Yaş ilerledikçe, eğitim seviyesi arttıkça, sınıfsal konum yükseldikçe ve evlenip çocuk sahibi oldukça, kadın bilgi kaynağı haline gelmekte ve itibar kazanmaktadır.

2.5. Yan argümanlar
          Çocukluk ve ergenlikte anne ve akraba çevresi ile komşulardan akan bilginin deneyime dayalı bilgi olmakta, çocuklar büyüdükçe ve kamusal alanda hakimiyet kazandıkça kurumsal bilgi devreye girmektedir.
        Kadınlar için cinsellik, kurumsal bilgi ile deneyimsel bilginin iç içe geçtiği ve sentezlenebildiği bir konudur.

2.6. Yazarın dayandığı kuramsal yaklaşım(lar)
         Makalede yazarlar herhangi bir kuramsal yaklaşıma açıkça atıfta bulunmamış olmakla birlikte, kadınlar arası bilgi aktarımının mekan ile ilişkisi ve hiyerarşi üzerinden görüşme sonuçlarını harmanlayarak açıklamaktadırlar.

2.7. Makalenin literatür taramasında yer alan kuramsal bilgiler
         Ev temizliği ve hijyen; aile içi ve yaşa, sınıfa dayanan hiyerarşiler, mekansal anlatılar ve kadınlık tarihi, gelenekleri üzerinden literatür araştırması yapıldığı görülmektedir.

2.8. Konu, soru, amaç ve gerekçe
          Amaç kadınlar arası bilgi akışının nasıl süregeldiğini, bu kadınlar için ne anlam ifade ettiğini ve hangi konularda yoğunlaştığını anlamak olmak ile birlikte; soruların içeriği ise kamusal alanlarda kadınların dışarıda tutulmasının altında yatan nedenler, bilgi aktarımlarının işleyişi, konuları ve bu aktarımın mekanla ilişkisi üzerinden oluşturulmuştur.

2.9. Yönteme ilişkin bilgiler
        Kasım 2010- Nisan 2011 tarihleri arasında yapılan toplam 48 görüşmenin ortak özelliğinin her yaştan, sınıftan, kültürden ve eğitimden yetişkin kadınlarla görüşülmüş olmasıdır.

2.10. Başlıca bulgular
        Kadınlardan öğrenme pratiğinin, iki farklı biçimde iş gördüğü ortaya çıkmıştır. İlki, ataerkini ve hakim cinsiyet rollerini yeniden üretmek biçiminde tezahür eden; ikincisi ise sağaltıcı ve müzakere gücü kazandıran bilgiyi aktararak özgürleşme imkanı sağlayan bilgi.

2.11. Kaynakça
        Makalenin kaynakça kısmında yerli 9 kitap ve 14 makale, yabancı 9 kitap ve 19 makale bulunmaktadır ve toplam 28 yabancı, 23 yerli yazardan yararlanılmıştır. Kaynakların büyük bir oranı 2000 sonrasında yazılmıştır.
         Yazalar kaynakçada bulunan çoğu kaynağa referans vermemek ile birlikte kaynakçayı kullanırken de istikrarlı bir kural sergilemediği görülmektedir.

3. Dil ve biçime ilişkin değerlendirme
3.1. Makalede kullanılan dil ve anlatımın değerlendirilmesi
        Makalenin anlatımı yerinde ve akıcıdır. Başlıklar altında konuların toplanması okuyucunun kaybolmamasını sağlamıştır; lakin yazarın eski Türkçe’den ve bilinemeyecek kelimelere de yer vermesi -membaı, ekseriyetle, jakoben gibi- okuyucuyu zorlayabilmiştir.
4. Eklemek istediklerim
        Bölümleri farklı farklı yazarlar yazmış olmasına rağmen, dil anlamında farklı bir yapı kullanılmamıştır ve sanki tek bir yazar tarafından yazılmış gibi hissedilmektedir.
        Ayrıca yazarların bu çalışma sonuçlarının başka bir çalışmanın –medyanın etkisi üzerine- oluşmasına yardımcı olacağını belirtmektedirler.

        Örnekler ise -özellikle de görüşmecilerin konuşmalarından alınanlar- yerinde ve konu ile bağlantılı bir biçimde verilmiştir. Ayrıca farklı farklı örneklere yer verilmesi okuyucunun düşünmesini kolaylaştırmaktadır.

5. Ele alınan makale

İlgilendiğiniz için teşekkür ederim.
Sevgiler..
Cansen Yelesen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder